ABD’ den tüm dünyaya yayılan ve uluslar arası ekonomiyi alt üst eden Finansal Krizin Global Etkilerinin bir çok ülkeyi derinden yaraladığı, son 3 yılda bilinen tüm dengelerin bozulması ile başlayan ve şu an toparlanma sürecinin son çeyreğine girilen kriz sürecinin piyasalardaki yansımalarını finansal enstrümanlara bakarak rahatlıkla görebiliyoruz. EUR/USD paritesindeki değişiklikleri, kriz sürecinde zarar eden ve zarar etmekten korkan yatırımcıların hücumları sonucu tavan yapan altın fiyatlarını, altın fiyatlarından etkilenerek beklenmedik biçimde değer kazanan gümüşü ve son üç yılda bakır ve kurşunun ne kadar değer kazandığını ve yatırımcılarına ne kadar kazandırdığını hepimiz takip etmekteyiz.

Özellikle emtilara yarayan kriz, yavaş yavaş sona yaklaşmasına rağmen emtilardaki değer artışı ve bunun tetiklemesiyle piyasada adını duymaya başladığımız rekor üstüne rekor kıran yeni emtilar, yatırım gündemimizin çoğunu oluşturmakta. Ayrıca Hindistan ve Çin gibi endüstri devi ülkelerin ekonomik olarak güçlenerek uluslararası piyasalarda yerini almasıyla, emtiaların önümüzdeki yıllarda daha fazla gündemde olacağını ön görüyoruz.

Tüm bu çeşitliliğin ve karmaşanın ortasında bir çok yatırımcının doğru ve kazançlı emtia yatırımı yapabilmek için tavsiyeye ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bizde geçmiş yılların istatistiki verileri ve gelecek yıllarda yaşanması ön görülen olaylar çerçevesinde yatırımcısına en çok kazandıran emtialar hakkında ufak bir değerlendirme yapalım;

Altın

Elbette ki son yılların yıldızının Altın olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Çünkü istatistiki veriler Altın’ın son 9 yılda % 550 değer kazandığını , 2009 yılında son 30 yılın en yüksek değerlerine ulaştığını ve 2010 yılında ise % 30 değer kazanarak yatırım tarihinin rekorunu kıran 1 ons = 950 $ fiyatıyla en çok kazandıran emtia olduğunu söylüyor. İstatistiki veriler haricinde herhangi bir haber kaynağına göz attığınızda “altın fiyatlarındaki rekor kıran yükseliş”, “altın rekora koşuyor”, “ altının önlenemez yükselişi” gibi başlıklı haberleri görmeniz mümkün.

Piyasa koşulları, dünya ekonomisine yön veren ülkelerin izlediği para politikaları gibi sebeplerden dolayı 2011 yılı ve sonrasında da altın fiyatlarının yeni rekorlara ulaşacağı tahmine diliyor.

Gümüş

2010 yılına kadar yatırımcının pek de dikkate almadığı Gümüş, rekor derecede değer kazanarak 2010 yılına damgasını vuran diğer bir emtia oldu. 2010 yılında % 33,43 değerlenen gümüş son 30 yılın en yüksek değerine ulaşarak rekor kırdı. Altın fiyatlarının yükselmesi sebebiyle Altın’ın mecburi ikamesi olarak yatırımcı ve tüketici akınına uğrayan gümüş fiyatlarının 2011’de de hızla yükselmeye devam edeceğini – Hindistan ve Çin gibi endüstriyel güçlerin piyasalarda yerini alması ve altın fiyatlarının artmaya devam edecek olması gibi sebeplerle destekleyerek – söyleyebiliriz.

Bakır, Çinko, Nikel, Kurşun, Platinum, Alüminyum

Gümüşe olan talebin artmasıyla birlikte diğer metallerde hızla değer kazanarak piyasalarda isimlerinden söz ettirmeye başladılar. Özellikle bakır 2009 yılında yaklaşık % 149 değerlenerek “bir yıl içinde en çok değer kazanan emtia” ünvanına sahip oldu. 2010 Ocak‘dan bu yana %86 değer kazanan ve gelecek yıllarda yükselmesi beklenen bir başka metal ise paladyum. % 148’lik artışı ile 2008 ‘in en çok kazandıran metali olan kurşunun ise 2011 de dünya rezervlerinin talebi karşılayamaması sonucu değer kazanması yaşanması bekleniyor. Uluslararası piyasa takip şirketlerinin tahminine göre 2011 ve sonrasında değer kazanacak diğer metaller ise çinko, nikel , alüminyum olarak sıralanıyor. Tüm bunların yanı sıra mücevherdeki arz talep dengesizliği sebebiyle yatırımcıların platinden şimdilik uzak durması tavsiye ediliyor.

Petrol

Kriz sebebiyle zor dönemler geçiren 2007 yılında varili 40 $’ a gerileyen , 2008 de ise varil bedeli yaklaşık 148 $ a ulaşan petrol 2010 yılını yaklaşık olarak 85 $ gibi bir ortalamayla kapatmıştı. 2011 yılında petrolün varil fiyatının 100 $ ı zorlamasını bekleyen uzmanlar sınırlı kaynak olan ve yine sınırlı üretimi yapılmasına karşın sanayide bir çok ürünün ham maddesi olması ve ikamesi olmayan enerji kaynağı olmaması sebebiyle petrole olan talepte azalma olmayacağını aksine zamanla talebin artacağını ve petrol fiyatlarının hızla yükseleceğini ön görüyorlar.

Buğday ve Mısır

Tüm dünyanın ana besin maddesini oluşturan buğday 2010 yılında % 72 değer kazandı. Dünyada yeterli buğday stoğu olmaması sebebiyle 2011 yılında da bu artışın devam etmesi ön görülüyor. Mısır % 39’luk değer artışı ile 2011 de değer kazanmaya devam edecek emtialardan bir diğeri. Çin’de ki enflasyonu kontrol altına alma politikasının tetiklemesiyle değeri yükselen mısır ve karşılanamayan mısır talebinin tetiklediği soya fasulyesindeki değer artışı 2011 yılında bu emtia fiyatlarının artmasına sebep olacaktır.